BELEDİYELERİN KABAHATLER KANUNU UYARINCA VERDİĞİ CEZALAR Ermumcu Avukatlık Bürosu İzmir Avukat
Bağımsızlıkları bu derece şüpheli olan bir mahkemenin tarafsızlığından söz edilemez[664]. AİHM Bağımsızlıkla ilgili tespitlerin disiplin mahkemesinin objektif tarafsızlığını zedelediğini, bu yapısıyla kişilere güven verecek bir izlenim bırakmadığını belirterek disiplin mahkemelerinin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olmadığına karar vermiştir. Disiplin mahkemelerinden verilen kararlara karşı üç günlük itiraz süresi vardır ve bu süre tefhim veya tebliğden itibaren başlar. Eğer son gün resmi tatile rastlarsa süre tatili takip eden ilk günün mesai saati sonunda biter. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı teşkilatında kurulan disiplin mahkemelerinin verdiği kararlara karşı itiraz yine aynı yer mahkemelerince fakat daha yüksek rütbedeki heyetçe incelenecektir. Asker statüsündeki kişilerin, dayanağı Anayasa’da (Md.72) olan yasalar gereği askerlik hizmetini ifa ederken, anayasal haklarının kullanımında hizmetin gerektirdiği düzenlemelere tabi olacağı açıktır. Bu çerçeveden bakıldığında, İç Hizmet Kanunu’nda tarif edilmiş olan hizmet ve emir müesseselerini, anayasal hürriyetleri kısıtlayan soyut kavramlar değil, ancak askerlik hizmetinin en iyi şekilde ifası için muayyen düzenlemeleri öngören ve hizmetin belirli bir disiplin içersinde yapılmasını temin eden vasıtalar olarak görmek gerekir. AİHM’nin askeri disiplin gerekçesiyle din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanabileceğine ilişkin kararları, özellikle YAŞ kararı ile TSK’dan çıkarılan kişilerin başvurularında yoğunlaşmaktadır. Başvuruları reddederken, çıkarma işleminin başvurucunun dini inanç veya görüşleri, eşinin türbanı veya dini vecibelerini yerine getirmesi nedeniyle değil, askeri disiplin ve laiklik ilkesini ihlal eden tutum ve davranışlarından dolayı tesis edildiğini belirtmektedir[626]. Mahkeme’nin bu konudaki kararlarına, askerlik gibi sıkı kuralların hâkim olduğu kurumlara gönüllü olarak giren kişilerin, din ve vicdan özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara katlanmakla yükümlü olduğu temel görüşü hâkimdir[627].
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerekkişiye hakaret edilmesi hâlinde, cezaya hükmedilir. İşlenmesi hâlinde, cezanın altsınırı bir yıldan az olamaz. (2) Bu suçların işlenmesisırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleriningerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümleruygulanır. (6) Bu suçun işlenmesi amacıylaveya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleriningerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümleruygulanır. İşlenmesi hâlinde, yukarıdakifıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır. (6) Kadının mağduru olduğu birsuç sonucu gebe kalması hâlinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadınınrızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun içingebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir. (4) Bu suçlardan dolayı tüzelkişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Bu suçlardan dolayı tüzelkişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. (3) Bu suçlardan dolayı tüzelkişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. (5) İştirak hâlinde suç işlemişsanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
- Kanunun saklı tuttuğu haller dışında, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz.
- (5) Bu suç nedeniyle kovuşturmabaşlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayanveya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesinikolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezayahükmolunmaz.
- Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde,ceza yarı oranında artırılır.
Ayrıca iş yerleri de bu olumsuz fiillerden sorumlu tutulacaklardır\. En sevdiğin masa oyunlarında ustalaş ve kazançlarını katla. paribahis\. 16) Terminal İdaresince acenteler ve tüm iş yerlerine gönderilen yazılar tebligat hükmünde sayılır. Tebligattan kaçınanlar hakkında ayrıca yasal işlem yapılır. 9) Terminal yetkilileri ve çalışanlarına karşı saygılı, yolculara ve müşterilere karşı centilmen ve şefkatli davranılacaktır. 3) Ortak kullanıma tabi elektrik ve doğalgaz faturaları, Komisyon Kararı’nda belirlenen alanların metrekarelerine uygun olarak dağıtım yapılır. Kiracılara tekabül eden ödeme miktarları tahsilatı için KBB Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na liste halinde gönderilir.
Maddesinin kapattığını belirterek Anayasaya aykırılık görmemiştir[731]. Maddesinin üçüncü fıkrasında “ uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” denmektedir. Cümlenin sonundaki “bırakılamaz” ifadensin karşı anlamı “bırakılabilir” dir. Anayasadaki düzenlemeyi, “uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar yargı denetimi dışı bırakılabilir, diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışı bırakılamaz” şeklindedir. Anayasamız, uyarma ve kınama disiplin cezalarını yargı denetimi dışında bırakmamış, bırakılmasına izin vermiştir[732]. Maddenin gerekçesinden hareket ederek düzenlemenin lafzını bir kenara atmış, özgürlükleri genişletici yorum yerine kabul edilemeyecek biçimde hak arama özgürlüğünü daraltıcı yorum yapmıştır. Yasa koyucu ceza veren makam bakımından kurul yada amir ayrımı gözetmeseydi basit bir şekilde disiplin cezalarının yargı denetimi dışında olduğunu belirtmekle yetinir, özellikle “…disiplin amirlerince verilen cezalar yargı denetimi dışındadır” ifadesini kullanmazdı. Sancaktar, AYİM disiplin kurulu kararlarının yargı denetimine kapalı olduğunu belirtmekte ise de[728] kanaatimizce disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarının yargı denetimine açık olduğunda hiçbir duraksama yoktur. AİHM Engel ve diğerleri/Hollanda davasında göz hapsi cezasının niteliği ve infaz biçimi itibariyle askeri yaşamın olağan sınırları içerisinde kaldığına, kişi özgürlüğünü ihlal etmediğine karar vermiştir.
E) Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel Kurul toplantısında yalnız gündemde yer alan maddeler görüşülür. Ancak toplantıda hazır bulunan üyelerin en az onda biri tarafından görüşülmesi yazılı olarak istenen konuların Genel Kurulun salt çoğunluğuyla kabulü koşuluyla gündeme alınması zorunludur. Ancak gündem değişikliğe ilişkin önergeler gündemle ilgili görüşmelerden önce ya da bu görüşme sırasında verilmiş olmalıdır. Gündemin oylanarak kesinleşmiş olmasından sonra verilecek önergeler görüşülemez ve oylanamaz. Kişi hak ve hürriyetlerini koruyan Yüksek Mahkeme, hukukun evrensel ilke ve esaslarına aykırı olan kanunlar ile hakları ihlal edildiğini iddia eden bireylerin başvurularını incelemektedir. 1961 Anayasası ile kurulan Yüksek Mahkeme, bugüne kadar kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasında en etkin yargı mercii olma özelliğini taşımaktadır. Yüksek Mahkemenin bazı kararları sert şekilde eleştirilmiş, kararlarının siyasi içerikli olduğu, yürütme ve yasama organlarına müdahale içerdiği de söylenmiştir.
Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi (AYM), güvenlik soruşturması ve arşiv taraması sonucunda işe alınmayan kişiler tarafından yapılan çok sayıda bireysel başvuruyu karara bağlamıştır. Bu başvurularda; “ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesinden masumiyet/suçsuzluk karinesine, özel yaşamın gizliliğinden adil/dürüst yargılanma hakkına kadar çok sayıda hak veya güvencenin ihlal edildiği iddiaları dile getirilmiştir. Bu kısa yazıda; sözkonusu şikayetlerin AYM tarafından nasıl incelendiği, hangilerinin kabul edilemez bulunduğu ve kabul edilebilir bulunanlarda ne tür hak ihlallerinin tespit edildiği gösterilmeye çalışılacaktır. Maddenin düzenlendiği, ancak bu maddenin 5237 sayılı Kanunun lehe hükümlerinin tatbiki ile sınırlama uygulanabileceği, nitekim bu hususun 5252 sayılı Kanunun 1. Maddelerinde belirtildiği, 5237 sayılı Kanunun “Özel kanunlarla ilişki” başlıklı 5. Maddesi atfı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. Maddesinde yapılan değişiklikler bakımından 5252 sayılı Kanunun 9. Maddenin yalnızca Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri ile sınırlı uygulanabileceği, ancak bu maddenin 5252 sayılı Kanunu ve 213 sayılı Kanunu kapsamadığı, bu nedenle 7394 sayılı Kanunun 4. Maddesiyle VUK m.359’da yapılan değişikliklerin şüpheli, sanık ve hükümlü lehine uygulanabilmesi için yine 7394 sayılı Kanunun 6. Maddesiyle 213 sayılı Kanuna eklenen geçici m.34’ün gözönünde bulundurulması ve bu hükme göre uyarlama dosyaları ile davalarının görülüp karara bağlanması gerektiği tartışmasızdır.
Aşağıda, kamuya ait malvarlığının siyasi partiler ve adaylar lehine seçimlerde kullanılmasına ilişkin kurallar, yasaklar ve cezalar yer almaktadır. Bunların yeterli olup olmadığı ayrı tartışma konusu olmakla birlikte, herkes tarafından uyulması ve uymayanlar hakkında öngörülen yaptırımların tatbik edilmesi gerektiği tartışmasızdır. En önemli sorun da; 298 Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un “Dava süresi” başlıklı 180. Maddesinin ilk cümlesinde yer alan, “Seçim suçlarından doğan kamu davası, seçimin bittiği tarihten itibaren altı ay içinde açılmadığı takdirde kovuşturma yapılamaz.” hükmünden kaynaklanmaktadır. Çünkü bu hükümde, bir seçim suçu ile ilgili soruşturmanın başlatılıp kamu davası aşamasına geçilmesi için öngörülen süre altı aydır. Bu sürenin çok kısa olduğu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda soruşturma ile ilgili süre kısıtlaması olmadığından bahisle, maddi hakikate ve adalete ulaşılması amacıyla seçim suçlarında da altı aylık sürenin kaldırılması ve en az iki yıl olarak değiştirilmesi isabetli olacaktır. Cinsel taciz suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel taciz” başlıklı 105. Maddesinin gerekçesinde “cinsel yönden, ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesi[1]” olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun kapsamına, kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyecek nitelikteki cinsel davranışlar girmektedir.
Defterin son sayfası, defterin kaç sayfadan ibaret olduğu, tasdik tarihi ve numarası belirtilerek tasdik makamı tarafından mühürlenir ve imzalanır. Bilanço esasına geçen dernekler, üst üste iki hesap döneminde yukarıda belirtilen haddin altına düşerlerse, takip eden yıldan itibaren işletme hesabı esasına dönebilirler. Madde 30- Bu Yönetmelikte yabancı derneklere uygulanan hükümler, yurtdışında kurulu dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların ülkemizde yapacakları faaliyetler için de uygulanır. Madde 26- Yabancı ülkelerde kurulmuş dernekler, Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle, Bakanlığın izniyle Türkiye’de doğrudan faaliyette veya işbirliğinde bulunabilir, temsilcilik veya şube açabilir, dernek veya üst kuruluş kurabilir veya kurulmuş dernek veya üst kuruluşlara katılabilirler. Ayrıca, temsilcilik kurma veya şube açma başvurularında (EK- 7)’de bulunan örnek statüdeki bilgileri ihtiva eden ana statünün de verilmesi zorunludur. Alınan belgelerin üçer adedi valilik görüşleri ile birlikte gereği için yedi gün içinde Bakanlığa gönderilir. Madde 21- Türkiye’de kurulan vakıflar amaçları doğrultusunda uluslararası faaliyette bulunabilmek için (EK- 5)’de belirtilen Türkiye’de Kurulu Vakıfların Yurtdışında Faaliyette Bulunma İzin Başvuru Formunu dört nüsha olarak merkezlerinin bulunduğu valiliğe verirler. Valilik, formu incelenmek üzere il dernekler müdürlüğüne havale eder. Form alındıktan sonra, varsa eksiklikleri tamamlattırılır.